2024'te Anadolu Kültür
Anadolu Kültür, Diyarbakır Sanat Merkezi ve Depo ekipleri olarak 2024 yılında da, kültür ve sanatın paylaşılmasının karşılıklı anlayış ve duyarlılık geliştirilebileceğine dair inancımızla çalışmaya devam ettik.
Bu yeni yıldan da beklentimiz, Anadolu Kültür’ün kurucusu Osman Kavala’nın yedi yılı aşan esaretinin son bulması ve çalışma arkadaşlarımız Çiğdem Mater’le Mine Özerden’in serbest kalması.
Umudumuzu ve direncimizi koruyacağımız, güzel bir yeni yıl diliyoruz.
Bu yeni yıldan da beklentimiz, Anadolu Kültür’ün kurucusu Osman Kavala’nın yedi yılı aşan esaretinin son bulması ve çalışma arkadaşlarımız Çiğdem Mater’le Mine Özerden’in serbest kalması.
Umudumuzu ve direncimizi koruyacağımız, güzel bir yeni yıl diliyoruz.
2024 yılında Yeniden
6 Şubat depremlerinin ardından yaptığımız pilot çalışmalarını takiben 2024 yılının başında Gaziantep, Hatay ve Mersin’de eşzamanlı olarak Yeniden projesini başlattık. Projede uygulayıcı partnerlerimiz aracılığıyla toplamda 150 kişiden oluşan Yerel Uygulayıcı Toplulukları oluşturduk.
Topluluk üyeleri, kendileri gibi depremlerden etkilenen çocuklarla çalışmaya hazırlanırken hem kendilerine yönelik destek hem de uygulama becerileri kazandıran eğitimlerden geçti. Bu süreçte topluluk üyelerine:
● Çocuk güvenliği, çocuk hakları ve travma bilgili yaklaşım gibi konularda dört günlük bir Temel Eğitim,
● Farklı sanat disiplinlerinden sanatçılarla, her şehirde dört, toplamda 12 Sanat Yoluyla Psikososyal Destek: Uygulayıcı Eğitimi,
● Bireysel psikolojik destek imkânları sunduk.
Topluluk üyeleri üç şehirde yerel partnerlerimizin koordinasyonunda çocuklarla bir araya gelerek öğrendikleri sanatsal etkinlikleri uygulama fırsatı buldular ve yürüttükleri uygulama başına maddi destek ve süpervizyon aldılar.
2024 yılı boyunca Gaziantep, Hatay ve Mersin’de, çocuklarla toplamda 200’ün üzerinde atölye düzenlendi. Bu atölyelere katılan çocuk sayısı ise 2000’i aştı.
Etkinlikler, üç şehirde 2025 Şubat ayının sonuna kadar devam edecek.
6 Şubat depremlerinin ardından yaptığımız pilot çalışmalarını takiben 2024 yılının başında Gaziantep, Hatay ve Mersin’de eşzamanlı olarak Yeniden projesini başlattık. Projede uygulayıcı partnerlerimiz aracılığıyla toplamda 150 kişiden oluşan Yerel Uygulayıcı Toplulukları oluşturduk.
Topluluk üyeleri, kendileri gibi depremlerden etkilenen çocuklarla çalışmaya hazırlanırken hem kendilerine yönelik destek hem de uygulama becerileri kazandıran eğitimlerden geçti. Bu süreçte topluluk üyelerine:
● Çocuk güvenliği, çocuk hakları ve travma bilgili yaklaşım gibi konularda dört günlük bir Temel Eğitim,
● Farklı sanat disiplinlerinden sanatçılarla, her şehirde dört, toplamda 12 Sanat Yoluyla Psikososyal Destek: Uygulayıcı Eğitimi,
● Bireysel psikolojik destek imkânları sunduk.
Topluluk üyeleri üç şehirde yerel partnerlerimizin koordinasyonunda çocuklarla bir araya gelerek öğrendikleri sanatsal etkinlikleri uygulama fırsatı buldular ve yürüttükleri uygulama başına maddi destek ve süpervizyon aldılar.
2024 yılı boyunca Gaziantep, Hatay ve Mersin’de, çocuklarla toplamda 200’ün üzerinde atölye düzenlendi. Bu atölyelere katılan çocuk sayısı ise 2000’i aştı.
Etkinlikler, üç şehirde 2025 Şubat ayının sonuna kadar devam edecek.
Deprem bölgesinde UMUT: Birlikte Melodiler
Almanya’dan Tontalente e.V ortaklığıyla yürüttüğümüz UMUT: Birlikte Melodiler projesinde Almanya, İngiltere ve Türkiye’den beş müzisyenle Eylül’de Adıyaman, Kahramanmaraş ve Diyarbakır’daydık.
Topluluk müzisyenlerimizin yürüttüğü atölyelerde kadınlar, gençler ve çocuklarla yereldeki toplum merkezlerinde bir araya geldik. Bunun yanında, depremden bu yana alanda emek veren sivil toplum çalışanları ve gönüllüleriyle çokdilli şarkı yazımı ve doğaçlama gibi yöntemlerle yaratıcı ifade alanlarımızı nasıl genişletebildiğimizi birlikte deneyimledik.
Son olarak, Diyarbakır’da beş günlük kapsamlı bir “Topluluk Müziği ile Güçlenme: Uygulayıcı Eğitimi” düzenledik. Çand Amed’deki eğitime depremden etkilenen sekiz şehirden 33 kişi katıldı. Katılımcılarımız farklı hedef gruplara yönelik içeriklerini tasarlayarak Kasım ve Aralık’ta kendi şehirlerinde topluluk müziği atölyelerini gerçekleştirdi.
UMUT: Birlikte Melodiler projesinin ikincisini 2025’te hayata geçireceğiz.
Detaylı bilgi için tıklayınız.
Almanya’dan Tontalente e.V ortaklığıyla yürüttüğümüz UMUT: Birlikte Melodiler projesinde Almanya, İngiltere ve Türkiye’den beş müzisyenle Eylül’de Adıyaman, Kahramanmaraş ve Diyarbakır’daydık.
Topluluk müzisyenlerimizin yürüttüğü atölyelerde kadınlar, gençler ve çocuklarla yereldeki toplum merkezlerinde bir araya geldik. Bunun yanında, depremden bu yana alanda emek veren sivil toplum çalışanları ve gönüllüleriyle çokdilli şarkı yazımı ve doğaçlama gibi yöntemlerle yaratıcı ifade alanlarımızı nasıl genişletebildiğimizi birlikte deneyimledik.
Son olarak, Diyarbakır’da beş günlük kapsamlı bir “Topluluk Müziği ile Güçlenme: Uygulayıcı Eğitimi” düzenledik. Çand Amed’deki eğitime depremden etkilenen sekiz şehirden 33 kişi katıldı. Katılımcılarımız farklı hedef gruplara yönelik içeriklerini tasarlayarak Kasım ve Aralık’ta kendi şehirlerinde topluluk müziği atölyelerini gerçekleştirdi.
UMUT: Birlikte Melodiler projesinin ikincisini 2025’te hayata geçireceğiz.
Detaylı bilgi için tıklayınız.
2024’te ayrımcılıkla mücadelede yerel işbirlikleri
Değişim İçin Birlikte projesi, Temmuz - Aralık 2024 tarihleri arasında Eskişehir, Adana, Mersin ve Diyarbakır’da hayata geçti.
Yerel yönetim birimleri, hak temelli STK’lar ve kültür sanat kurumlarının ayrımcılıkla mücadelede işbirliği kurabilmelerini desteklemek hedefiyle üç şehirde düzenlediğimiz "Kapasite Güçlendirme ve Fikir Geliştirme" atölyelerinde toplam 62 kurum temsilcisini bir araya getirdik. Atölyelerde farklı sektörlerden kurumlar, yerelde tespit ettikleri hak ihlalleri ve yükselen ayrımcılıklara yönelik yaratıcı müdahaleler tasarladı ve takip eden aylarda projelerini hayata geçirdi.
Proje sonunda her ilde aktif faaliyet yürütmüş 27 kurum temsilcisiyle Hasat Toplantısı için Nesin Matematik Köyü’nde buluştuk. Yürütülen faaliyetlerin dönüştürücü gücünü, sektörler arası işbirliği dinamiklerini hep birlikte ele aldık, hem yerel dinamiklerin özgüllüğünü hem de şehirler arasında ortaklaşan alanları tespit etme şansı bulduk.
Değişim İçin Birlikte sayesinde yerel yönetim birimleri, STK’lar ve kültür sanat aktörleri arasında tohumları atılan çalışmaları sürdürmek ve sosyal etkiyi artırabilmek için bu tür işbirliklerini güçlendirmeye devam edebilmek umuduyla.
Değişim İçin Birlikte projesi, Temmuz - Aralık 2024 tarihleri arasında Eskişehir, Adana, Mersin ve Diyarbakır’da hayata geçti.
Yerel yönetim birimleri, hak temelli STK’lar ve kültür sanat kurumlarının ayrımcılıkla mücadelede işbirliği kurabilmelerini desteklemek hedefiyle üç şehirde düzenlediğimiz "Kapasite Güçlendirme ve Fikir Geliştirme" atölyelerinde toplam 62 kurum temsilcisini bir araya getirdik. Atölyelerde farklı sektörlerden kurumlar, yerelde tespit ettikleri hak ihlalleri ve yükselen ayrımcılıklara yönelik yaratıcı müdahaleler tasarladı ve takip eden aylarda projelerini hayata geçirdi.
Proje sonunda her ilde aktif faaliyet yürütmüş 27 kurum temsilcisiyle Hasat Toplantısı için Nesin Matematik Köyü’nde buluştuk. Yürütülen faaliyetlerin dönüştürücü gücünü, sektörler arası işbirliği dinamiklerini hep birlikte ele aldık, hem yerel dinamiklerin özgüllüğünü hem de şehirler arasında ortaklaşan alanları tespit etme şansı bulduk.
Değişim İçin Birlikte sayesinde yerel yönetim birimleri, STK’lar ve kültür sanat aktörleri arasında tohumları atılan çalışmaları sürdürmek ve sosyal etkiyi artırabilmek için bu tür işbirliklerini güçlendirmeye devam edebilmek umuduyla.
VAHA dayanışma ağlarını desteklemeye devam ediyor
2024 yılı VAHA hub’larının yoğun kültür ve sanat aktivitelerine devam ettikleri, Türkiye dışından seçilen 17 ulusötesi kurum temsilcisiyle Berlin’de tanışıp ortaklıklar kurdukları ve faaliyetlerini yeni paylaşımlarla zenginleştirdikleri bir yıl oldu. Öğrenme ve Hareketlilik hibesinden faydalanan katılımcılar, başka kurumlara çalışma ziyaretleri gerçekleştirdi, farklı kentlerde kültür sanat üretimlerini izleme ve atölyelere, eğitimlere katılma fırsatı buldu. Çevrimiçi tematik atölyeler kapsamında hub’lar, ulusötesi katılımcılar ve davetli konuşmacılar, çalışma alanlarına dair izlenimlerini, çalışma yöntemlerini ve çeşitli paydaşlarla ilişkilerini birbirleriyle paylaştı.
Seneyi bitirirken VAHA III’ün açık çağrısıyla yeni dönemimize merhaba dedik. Avrupa Konseyi ülkeleri ve Kosova’ya açık bu çağrıya, 2 Şubat 2025 tarihine kadar başvurabilirsiniz.
2024 yılı VAHA hub’larının yoğun kültür ve sanat aktivitelerine devam ettikleri, Türkiye dışından seçilen 17 ulusötesi kurum temsilcisiyle Berlin’de tanışıp ortaklıklar kurdukları ve faaliyetlerini yeni paylaşımlarla zenginleştirdikleri bir yıl oldu. Öğrenme ve Hareketlilik hibesinden faydalanan katılımcılar, başka kurumlara çalışma ziyaretleri gerçekleştirdi, farklı kentlerde kültür sanat üretimlerini izleme ve atölyelere, eğitimlere katılma fırsatı buldu. Çevrimiçi tematik atölyeler kapsamında hub’lar, ulusötesi katılımcılar ve davetli konuşmacılar, çalışma alanlarına dair izlenimlerini, çalışma yöntemlerini ve çeşitli paydaşlarla ilişkilerini birbirleriyle paylaştı.
Seneyi bitirirken VAHA III’ün açık çağrısıyla yeni dönemimize merhaba dedik. Avrupa Konseyi ülkeleri ve Kosova’ya açık bu çağrıya, 2 Şubat 2025 tarihine kadar başvurabilirsiniz.
Antep: Risk Altındaki Mimari Mirasın Deprem Sonrası Değerlendirmesi
Ermenistan-Türkiye Normalleşme Süreci Destek Programı kapsamında devam eden Antep: Risk Altındaki Mimari Mirasın Deprem Sonrası Değerlendirmesi projesi ile, Ermenistan ve Türkiye'den uzmanlar atölye ve saha çalışmaları için Gaziantep’te bir araya geldi. Kültürel Mirası Koruma Derneği (KMKD) ortaklığında gerçekleşen saha çalışmalarına, mimarlık, inşaat mühendisliği, şehir ve bölge planlama, arkeoloji ve sanat tarihi alanlarından uzmanlar katıldı.
Uzmanlar, atölye ve saha çalışmalarında Gaziantep’in kültürel dokusunu örnekleyen risk altındaki tarihî yapı ve alanları birlikte belgelediler. Kültürel mirasın, deprem sonrası araştırma ve koruma yöntemlerine katkıda bulunmayı amaçlayan çalışmadan elde edilen deneyim ve veriler, Şubat ayında Türkçe, İngilizce ve Doğu Ermenicesi olarak yayınlanacak.
Ermenistan-Türkiye Normalleşme Süreci Destek Programı kapsamında devam eden Antep: Risk Altındaki Mimari Mirasın Deprem Sonrası Değerlendirmesi projesi ile, Ermenistan ve Türkiye'den uzmanlar atölye ve saha çalışmaları için Gaziantep’te bir araya geldi. Kültürel Mirası Koruma Derneği (KMKD) ortaklığında gerçekleşen saha çalışmalarına, mimarlık, inşaat mühendisliği, şehir ve bölge planlama, arkeoloji ve sanat tarihi alanlarından uzmanlar katıldı.
Uzmanlar, atölye ve saha çalışmalarında Gaziantep’in kültürel dokusunu örnekleyen risk altındaki tarihî yapı ve alanları birlikte belgelediler. Kültürel mirasın, deprem sonrası araştırma ve koruma yöntemlerine katkıda bulunmayı amaçlayan çalışmadan elde edilen deneyim ve veriler, Şubat ayında Türkçe, İngilizce ve Doğu Ermenicesi olarak yayınlanacak.
Ermenistan - Türkiye küratör ve sanatçı değişimi
Ermenistan-Türkiye Normalleşme Süreci Destek Programı kapsamında Yerevan Çağdaş Sanat Enstitüsü (ICA) ile ortak düzenlenen projede, kolektif düşünme ve farklılıklar üzerinden tartışmaya odaklanan bir dizi atölye aracılığıyla Türkiye ve Ermenistan’dan küratörler ve sanatçılar bir araya geldi.
Sanat tarihçisi ve küratör Vigen Galstyan, 12-20 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’u ziyaret ederek Depo’da bir konuşma yaptı. Depo’da yaptığı “Sovyet-Ermeni Sinemasına Sömürgecilikten Uzak Bir Bakış” başlıklı konuşmada Galstyan, Sovyet-Ermeni sinemasının karmaşık mirasının nasıl sömürgecilikten arındırılabileceğini tartıştı.
Sanat tarihçisi ve küratör Nairi Khatchadourian ise, 15-26 Eylül tarihleri arasında İstanbul’u ziyaret etti. Depo’da yaptığı “Güncel Sanatla Alan Yaratmak: Ermenistan ve Çevresindeki Sanat Ortamlarının Yeni Dinamikleri” başlıklı konuşmasında Khatchadourian, AHA collective çatısı altında üstlendiği çeşitli küratöryel projeleri sunarak, güncel sanatın kültürel mirası yeniden harekete geçirme ve yer duygusunu teşvik etmedeki dönüştürücü gücünü irdeledi. Konuşmanın ardından gerçekleşen panelde, Khatchadourian, antropolog Banu Karaca ve sanatçı Nejbir Erkol ile birlikte kültürel miras ve güncel sanatın kesişimleri üzerine bir sohbet gerçekleştirdi.
Ermenistan-Türkiye Normalleşme Süreci Destek Programı kapsamında Yerevan Çağdaş Sanat Enstitüsü (ICA) ile ortak düzenlenen projede, kolektif düşünme ve farklılıklar üzerinden tartışmaya odaklanan bir dizi atölye aracılığıyla Türkiye ve Ermenistan’dan küratörler ve sanatçılar bir araya geldi.
Sanat tarihçisi ve küratör Vigen Galstyan, 12-20 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’u ziyaret ederek Depo’da bir konuşma yaptı. Depo’da yaptığı “Sovyet-Ermeni Sinemasına Sömürgecilikten Uzak Bir Bakış” başlıklı konuşmada Galstyan, Sovyet-Ermeni sinemasının karmaşık mirasının nasıl sömürgecilikten arındırılabileceğini tartıştı.
Sanat tarihçisi ve küratör Nairi Khatchadourian ise, 15-26 Eylül tarihleri arasında İstanbul’u ziyaret etti. Depo’da yaptığı “Güncel Sanatla Alan Yaratmak: Ermenistan ve Çevresindeki Sanat Ortamlarının Yeni Dinamikleri” başlıklı konuşmasında Khatchadourian, AHA collective çatısı altında üstlendiği çeşitli küratöryel projeleri sunarak, güncel sanatın kültürel mirası yeniden harekete geçirme ve yer duygusunu teşvik etmedeki dönüştürücü gücünü irdeledi. Konuşmanın ardından gerçekleşen panelde, Khatchadourian, antropolog Banu Karaca ve sanatçı Nejbir Erkol ile birlikte kültürel miras ve güncel sanatın kesişimleri üzerine bir sohbet gerçekleştirdi.
Kültür İçin Alan
Kültür için Alan, 2024 yılında Türkiye’nin ve Avrupa’nın farklı şehirlerinden kültür-sanat aktörlerini bir araya getirmeye, kültür ve sanat alanını desteklemeye ve güçlendirmeye devam etti.
Uluslarası Ortak Üretim Fonu kapsamında 12 kültürel işbirliği projesine finansal destek sağlandı. Türkiye ve Avrupa’dan kültür-sanat aktörleri, film, müzik, dans ve çağdaş sanat alanlarına odaklanan ortak projelerini Türkiye’nin farklı şehirlerinde hayata geçirdi.
Ayrıca, Türkiye’den kültür-sanat aktörlerini buluşturan çalışmalar, 2024 yılında da sürdü. İzmir, Gaziantep ve Diyarbakır’da düzenlenen Kültür Mekânları Üzerine Çalışmalar toplantıları, belirsiz
ve güvencesiz zamanlarda kültür mekânlarını odağına alarak yaratıcılık ve sürdürülebilirlik olanaklarını tartışmaya açtı.
Çanakkale, Sinop, Hatay ve Urfa’da gerçekleştirilen Uçsuz Bucaksız: Ustalık Sınıfı Serisi toplantılarında ise farklı arka planlardan gelen aktörler arasındaki ortak üretim ve uluslararası işbirlikleri geliştirme süreçleri ele alındı.
Kültür için Alan, 2024 yılında Türkiye’nin ve Avrupa’nın farklı şehirlerinden kültür-sanat aktörlerini bir araya getirmeye, kültür ve sanat alanını desteklemeye ve güçlendirmeye devam etti.
Uluslarası Ortak Üretim Fonu kapsamında 12 kültürel işbirliği projesine finansal destek sağlandı. Türkiye ve Avrupa’dan kültür-sanat aktörleri, film, müzik, dans ve çağdaş sanat alanlarına odaklanan ortak projelerini Türkiye’nin farklı şehirlerinde hayata geçirdi.
Ayrıca, Türkiye’den kültür-sanat aktörlerini buluşturan çalışmalar, 2024 yılında da sürdü. İzmir, Gaziantep ve Diyarbakır’da düzenlenen Kültür Mekânları Üzerine Çalışmalar toplantıları, belirsiz
ve güvencesiz zamanlarda kültür mekânlarını odağına alarak yaratıcılık ve sürdürülebilirlik olanaklarını tartışmaya açtı.
Çanakkale, Sinop, Hatay ve Urfa’da gerçekleştirilen Uçsuz Bucaksız: Ustalık Sınıfı Serisi toplantılarında ise farklı arka planlardan gelen aktörler arasındaki ortak üretim ve uluslararası işbirlikleri geliştirme süreçleri ele alındı.
CultureCIVIC: Kültür Sanat Destek Programı
2021 yılında başlayan CultureCIVIC: Kültür Sanat Destek Programı’nın ilk dönemi Aralık 2024’te sona erdi. 2024 yılı boyunca “Yaşanabilir dünya için açık uçlu toplaşmalar” başlıklı iki günlük tiyatro ve performans çalışmaları, “Neyi, Nasıl, Kime?” başlıklı kültür-sanat iletişiminde metin yazımı üzerine iki günlük çevrimiçi bir atölye, altı gün boyunca sanatçı ve küratörlerin birlikte ve birbirinden öğrenerek çalışabileceği bir ortak üretim alanı oluşturma amacını taşıyan “Eşikte Birlikte II” atölyesi ve görüntü, kayıt ve arşivin etiği ve politikası ekseninde tasarlanan “Hafızayı Açmak: Görüntü, Kayıt ve Arşiv” başlıklı atölyeler düzenlendi. Programda dört yıl boyunca yaklaşık 200 proje desteklenirken, farklı şehirlerde ve çevrimiçi formatında olmak üzere toplamda dokuz adet kapasite geliştirme programı gerçekleştirildi.
2021 yılında başlayan CultureCIVIC: Kültür Sanat Destek Programı’nın ilk dönemi Aralık 2024’te sona erdi. 2024 yılı boyunca “Yaşanabilir dünya için açık uçlu toplaşmalar” başlıklı iki günlük tiyatro ve performans çalışmaları, “Neyi, Nasıl, Kime?” başlıklı kültür-sanat iletişiminde metin yazımı üzerine iki günlük çevrimiçi bir atölye, altı gün boyunca sanatçı ve küratörlerin birlikte ve birbirinden öğrenerek çalışabileceği bir ortak üretim alanı oluşturma amacını taşıyan “Eşikte Birlikte II” atölyesi ve görüntü, kayıt ve arşivin etiği ve politikası ekseninde tasarlanan “Hafızayı Açmak: Görüntü, Kayıt ve Arşiv” başlıklı atölyeler düzenlendi. Programda dört yıl boyunca yaklaşık 200 proje desteklenirken, farklı şehirlerde ve çevrimiçi formatında olmak üzere toplamda dokuz adet kapasite geliştirme programı gerçekleştirildi.
Diyarbakır Hafızası
Diyarbakır Hafızası’nın “İlçe Postası” isimli sergi dizisinde, Diyarbakır’ın merkez dışında kalan ilçelerini, oralarda doğmuş büyümüş yazarlar ve araştırmacılar anlatıyor. Eylül 2024’te yayınlanan ikinci postada Lice’nin derinlere uzanan ve kimi zaman felaketlerle sekteye uğrayan geçmişini tarih öğretmeni Süreyya Işık ele aldı. Yazar Muharrem Erbey ise Hazro’yu anı parçalarıyla, gözlem ve izlenimleriyle harmanlayarak anlattı; coğrafyanın yazarlığındaki izlerini takip eden bir yolculuğa çıkardı. Serginin Aralık 2023’te yayınlanan ilk kısmında Silvan, Ergani ve Eğil yer almıştı.
Diyarbakır Kültür Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği (DKVD) ile Anadolu Kültür ortaklığında hayata geçirilen proje kapsamında, Diyarbakır’ın zengin kültürel mirasının kayıt altına alındığı dijital arşiv çalışmaları 2024’te de devam etti.
Diyarbakır Hafızası’nın “İlçe Postası” isimli sergi dizisinde, Diyarbakır’ın merkez dışında kalan ilçelerini, oralarda doğmuş büyümüş yazarlar ve araştırmacılar anlatıyor. Eylül 2024’te yayınlanan ikinci postada Lice’nin derinlere uzanan ve kimi zaman felaketlerle sekteye uğrayan geçmişini tarih öğretmeni Süreyya Işık ele aldı. Yazar Muharrem Erbey ise Hazro’yu anı parçalarıyla, gözlem ve izlenimleriyle harmanlayarak anlattı; coğrafyanın yazarlığındaki izlerini takip eden bir yolculuğa çıkardı. Serginin Aralık 2023’te yayınlanan ilk kısmında Silvan, Ergani ve Eğil yer almıştı.
Diyarbakır Kültür Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği (DKVD) ile Anadolu Kültür ortaklığında hayata geçirilen proje kapsamında, Diyarbakır’ın zengin kültürel mirasının kayıt altına alındığı dijital arşiv çalışmaları 2024’te de devam etti.
Podron: Çokdilli Pod-Tiyatro
Podron projesi kapsamında, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e farklı zamanlarda kaleme alınmış, Ermeni yazarlara ait iki oyunu Türkçe ve Ermenice olarak kayda alıp dijital platformlarda yayınladık.
İlk olarak İstanbullu şair, yazar Dr. İkna Sarıaslan’ın yazdığı “Günbatımında Todori / Մայրամուտին Թոտորի”, Ermenice ve Türkçe olarak yayınlandı. Oyunu her iki dilde de tiyatro sanatçıları Boğos Çalgıcıoğlu ve Yeğya Akgün seslendirdiler.
Yazar Adrine Dadryan’ın 1965 yılında İstanbul’da kaleme aldığı, “Herkesin Kendi Çıkarı Var / Ամէն Մարդ Իր Շահը Ունի” oyunu Ermenice olarak yayınlandı. Podron’un bu ikinci Ermenice oyununu Yeğya Akgün’ün yönetiminde Hangardz Bağımsız Tiyatro Topluluğu oyuncuları bu proje için seslendirdi.
Podron projesi kapsamında, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e farklı zamanlarda kaleme alınmış, Ermeni yazarlara ait iki oyunu Türkçe ve Ermenice olarak kayda alıp dijital platformlarda yayınladık.
İlk olarak İstanbullu şair, yazar Dr. İkna Sarıaslan’ın yazdığı “Günbatımında Todori / Մայրամուտին Թոտորի”, Ermenice ve Türkçe olarak yayınlandı. Oyunu her iki dilde de tiyatro sanatçıları Boğos Çalgıcıoğlu ve Yeğya Akgün seslendirdiler.
Yazar Adrine Dadryan’ın 1965 yılında İstanbul’da kaleme aldığı, “Herkesin Kendi Çıkarı Var / Ամէն Մարդ Իր Շահը Ունի” oyunu Ermenice olarak yayınlandı. Podron’un bu ikinci Ermenice oyununu Yeğya Akgün’ün yönetiminde Hangardz Bağımsız Tiyatro Topluluğu oyuncuları bu proje için seslendirdi.
“Nehre Su Taşımak: 20. Yılında Anadolu Kültür” belgeseli gösterimleri
Çokkültürlü geçmişe ve çoğulcu bir geleceğe sahip çıkmanın önemine, kültürlerarası diyaloğun gücüne inanarak 20 yılı aşkın bir süredir yoluna devam eden Anadolu Kültür’ü ona emek verenlerin anlattığı “Nehre Su Taşımak: 20. Yılında Anadolu Kültür” filminin ilk gösterimi, Documentarist 17. İstanbul Belgesel Günleri kapsamında düzenlendi. Film, 11 Haziran 2024’te Pera Müzesi’nde kalabalık bir izleyici kitlesi ile buluştu. Kültür sanat, insan hakları aktivizmi ve sivil toplum alanından izleyicilerin duygulanarak izlediği belgeselin ardından, film ekibi ve Anadolu Kültür çalışanlarıyla bir söyleşi gerçekleştirildi. Belgeselin ikinci gösterimi ise, 14. Hangi İnsan Hakları? Film Festivali kapsamında 18 Aralık Çarşamba günü düzenlendi. Çeşitli söyleşi başlıklarıyla birlikte 2025’te de gösterimler devam edecek.
Çokkültürlü geçmişe ve çoğulcu bir geleceğe sahip çıkmanın önemine, kültürlerarası diyaloğun gücüne inanarak 20 yılı aşkın bir süredir yoluna devam eden Anadolu Kültür’ü ona emek verenlerin anlattığı “Nehre Su Taşımak: 20. Yılında Anadolu Kültür” filminin ilk gösterimi, Documentarist 17. İstanbul Belgesel Günleri kapsamında düzenlendi. Film, 11 Haziran 2024’te Pera Müzesi’nde kalabalık bir izleyici kitlesi ile buluştu. Kültür sanat, insan hakları aktivizmi ve sivil toplum alanından izleyicilerin duygulanarak izlediği belgeselin ardından, film ekibi ve Anadolu Kültür çalışanlarıyla bir söyleşi gerçekleştirildi. Belgeselin ikinci gösterimi ise, 14. Hangi İnsan Hakları? Film Festivali kapsamında 18 Aralık Çarşamba günü düzenlendi. Çeşitli söyleşi başlıklarıyla birlikte 2025’te de gösterimler devam edecek.
Ege’de Karşılaşmalar
2024’ün sonuna yaklaşırken, “Καρσί / Karşı: Kuzey Ege’de Buluşmalar” projesini Yunanistan’dan ortaklarımız TAVROS ve NOUCMAS ile başlattık. Her iki dilde de “karşı” ve “karşıt” anlamlarını taşıyan ortak ifadelerden yola çıkan Καρσί / Karşı, Kuzey Ege Denizi’nin karşı kıyılarındaki sanat toplulukları ve kültür kurumları arasında bağlantılar kurmayı hedefliyor.
Aralık 2024’ten Temmuz 2025’e kadar devam edecek olan program, İzmir, Bergama, Ayvalık, Çanakkale ile Midilli, Sakız, Samos ve Patmos adalarından davet edilen sekiz sanat topluluğu ile beraber yerel sanatçılar, kültür emekçileri ve izleyicileri bir araya getirecek. Karşılıklı ziyaretler, araştırma gezileri, atölyeler ve kamusal tartışmalar aracılığıyla Ege bölgesine dair kolektif bir düşünce ve tartışma zemini oluşturmak ve tabandan filizlenen bağlantılar ile sanatsal işbirliklerinin temellerini atmak için heyecan duyuyoruz.
2024’ün sonuna yaklaşırken, “Καρσί / Karşı: Kuzey Ege’de Buluşmalar” projesini Yunanistan’dan ortaklarımız TAVROS ve NOUCMAS ile başlattık. Her iki dilde de “karşı” ve “karşıt” anlamlarını taşıyan ortak ifadelerden yola çıkan Καρσί / Karşı, Kuzey Ege Denizi’nin karşı kıyılarındaki sanat toplulukları ve kültür kurumları arasında bağlantılar kurmayı hedefliyor.
Aralık 2024’ten Temmuz 2025’e kadar devam edecek olan program, İzmir, Bergama, Ayvalık, Çanakkale ile Midilli, Sakız, Samos ve Patmos adalarından davet edilen sekiz sanat topluluğu ile beraber yerel sanatçılar, kültür emekçileri ve izleyicileri bir araya getirecek. Karşılıklı ziyaretler, araştırma gezileri, atölyeler ve kamusal tartışmalar aracılığıyla Ege bölgesine dair kolektif bir düşünce ve tartışma zemini oluşturmak ve tabandan filizlenen bağlantılar ile sanatsal işbirliklerinin temellerini atmak için heyecan duyuyoruz.
Depor'da Sergi ve Etkinlikler
Depo, 2024 senesinde Bolis Lusadu’nun “Usta Ellerin Sihri” ve Kadın Eserleri Kütüphanesi’nin “Kadınların Göç Hafızası” isimli grup sergilerine; Esra Carus’un “Yas, Yasa, Yasak”, Balca Ergener’in “Endişeli Kalbim” isimli kişisel sergilerine; “Dön-Dün Bak: Türkiye'de Trans Hareketinin Tarihi” ile Forensic Architecture/Forensis, 19 Şubat Hanau İnisiyatifi ve Oury Jalloh Anısına İnisiyatif’in geliştirdiği “Üç Kapı” isimli projelere ev sahipliği yaptı. Bu sergiler kapsamında düzenlenen konuşma, atölye, performans ve sergi turlarına ek olarak, SaturDox Belgesel Buluşmaları’nda çeşitli film gösterimlerinin yanı sıra Filistin’deki işgal ve özgürleşme hareketlerinin tarihi ve bugününe dair konuşmalar, şiir ve edebiyat okumaları gerçekleştirildi.
Depo’daki sergiler ve etkinlikler hakkında daha detaylı bilgi için tıklayınız.
Depo, 2024 senesinde Bolis Lusadu’nun “Usta Ellerin Sihri” ve Kadın Eserleri Kütüphanesi’nin “Kadınların Göç Hafızası” isimli grup sergilerine; Esra Carus’un “Yas, Yasa, Yasak”, Balca Ergener’in “Endişeli Kalbim” isimli kişisel sergilerine; “Dön-Dün Bak: Türkiye'de Trans Hareketinin Tarihi” ile Forensic Architecture/Forensis, 19 Şubat Hanau İnisiyatifi ve Oury Jalloh Anısına İnisiyatif’in geliştirdiği “Üç Kapı” isimli projelere ev sahipliği yaptı. Bu sergiler kapsamında düzenlenen konuşma, atölye, performans ve sergi turlarına ek olarak, SaturDox Belgesel Buluşmaları’nda çeşitli film gösterimlerinin yanı sıra Filistin’deki işgal ve özgürleşme hareketlerinin tarihi ve bugününe dair konuşmalar, şiir ve edebiyat okumaları gerçekleştirildi.
Depo’daki sergiler ve etkinlikler hakkında daha detaylı bilgi için tıklayınız.
“Üç Kapı” sergi ve etkinlik programı
Forensic Architecture, Forensis, 19 Şubat Hanau İnisiyatifi ve Oury Jalloh Anısına İnisiyatif tarafından düzenlenen “Üç Kapı” sergisi, 27.09.2024 – 11.01.2025 tarihleri arasında Depo’da izleyici ile buluştu. Sergi ve ona eşlik eden etkinlik programı, Goethe Enstitüsü, Stiftung Mercator, Heinrich Böll Stiftung ve Tarabya Kültür Akademisi işbirliği ile hayata geçti. “Üç Kapı” projesi, bugün Avrupa’da ve Türkiye’de göçmenler ve azınlıklaştırılmış başka toplulukları hedef alan politika yapma biçimleri, nefret söylemleri ve kurumsal ırkçılığın birlikte işleyişini ortaya koymayı ve farklı şiddet ve cezasızlık örneklerine, adli mimarlık, sanat ve edebiyatın araçlarıyla bakarak, adalet arayışlarına katkı sunmayı amaçlıyordu. Ödüllü sergi, Almanya’da yaşanan iki ırkçı şiddet vakası üzerinden, yapısal ırkçılığı ve polisin ihmalini incelerken, etkinlik programı da alandaki uzmanları, akademisyenleri, sanatçıları ve aktivistleri bir araya getirdi.
Forensic Architecture, Forensis, 19 Şubat Hanau İnisiyatifi ve Oury Jalloh Anısına İnisiyatif tarafından düzenlenen “Üç Kapı” sergisi, 27.09.2024 – 11.01.2025 tarihleri arasında Depo’da izleyici ile buluştu. Sergi ve ona eşlik eden etkinlik programı, Goethe Enstitüsü, Stiftung Mercator, Heinrich Böll Stiftung ve Tarabya Kültür Akademisi işbirliği ile hayata geçti. “Üç Kapı” projesi, bugün Avrupa’da ve Türkiye’de göçmenler ve azınlıklaştırılmış başka toplulukları hedef alan politika yapma biçimleri, nefret söylemleri ve kurumsal ırkçılığın birlikte işleyişini ortaya koymayı ve farklı şiddet ve cezasızlık örneklerine, adli mimarlık, sanat ve edebiyatın araçlarıyla bakarak, adalet arayışlarına katkı sunmayı amaçlıyordu. Ödüllü sergi, Almanya’da yaşanan iki ırkçı şiddet vakası üzerinden, yapısal ırkçılığı ve polisin ihmalini incelerken, etkinlik programı da alandaki uzmanları, akademisyenleri, sanatçıları ve aktivistleri bir araya getirdi.
5. Diyarbakır Karşılaştırmalı Edebiyat Günleri’nde panel
Wêjegeh Amed ve Lîs Yayınları tarafından Dönüşen Kent, Dönüşen Edebiyat teması etrafında düzenlenen 5. Diyarbakır Karşılaştırmalı Edebiyat Günleri’ne Anadolu Kültür olarak “Diller ve Şehirler Arası” isimli panel ile katıldık. 23 Kasım 2024 tarihinde gerçekleştirilen panel, Çiğdem Öztürk ve Pınar Öğünç’ü Diyarbakırlı edebiyat severlerle bir araya getirdi. “Bir Kente Kaç Dil Sığar?” sorusundan hareketle, bir kentin tarihini tek bir dil üzerinden kavramanın imkânsızlığını tartışan Çiğdem Öztürk, kentin dilleri arasında süregelen mücadeleye, dayanışmaya ve birlikte var olmaya odaklandı. Pınar Öğünç ise “Hafriyat ve Edebiyat” başlıklı konuşmasında dinleyicilere bir soru yöneltti: Yıkarak, ufalayarak, öğüterek inşa edilen kent nasıl edebiyatın harcı haline gelir?
Wêjegeh Amed ve Lîs Yayınları tarafından Dönüşen Kent, Dönüşen Edebiyat teması etrafında düzenlenen 5. Diyarbakır Karşılaştırmalı Edebiyat Günleri’ne Anadolu Kültür olarak “Diller ve Şehirler Arası” isimli panel ile katıldık. 23 Kasım 2024 tarihinde gerçekleştirilen panel, Çiğdem Öztürk ve Pınar Öğünç’ü Diyarbakırlı edebiyat severlerle bir araya getirdi. “Bir Kente Kaç Dil Sığar?” sorusundan hareketle, bir kentin tarihini tek bir dil üzerinden kavramanın imkânsızlığını tartışan Çiğdem Öztürk, kentin dilleri arasında süregelen mücadeleye, dayanışmaya ve birlikte var olmaya odaklandı. Pınar Öğünç ise “Hafriyat ve Edebiyat” başlıklı konuşmasında dinleyicilere bir soru yöneltti: Yıkarak, ufalayarak, öğüterek inşa edilen kent nasıl edebiyatın harcı haline gelir?
Kino 2024 Alman Filmleri Diyarbakır’da
Goethe-Institut ve German Films’in düzenlediği Alman sinemasının en güncel ve en başarılı örneklerini Türkiye’de izleyiciye sunan Kino film programının Diyarbakır gösterimleri, Diyarbakır Sanat Merkezi ve Mordem Sanat işbirliğiyle 15-17 Kasım 2024 tarihleri arasında gerçekleşti. Programın Diyarbakır ayağında toplam beş film vardı. Etkinliğin açılış filmi, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi karşıtı bir direniş örgütünün üyelerinin Berlin’de yaşadıklarını anlatan Sevgiler, Hilde idi. Berlin Film Festivali’nin Forum bölümde büyük ödül Caligari-Preis’i kazanan Narges Kalhor imzalı Shahid (2024), Berlinale’den FIPRESCI ödülüyle dönen Aslı Özge imzalı Faruk (2024), Berlinale’nin Panorama bölümünde seyirci karşısına çıkan Thomas Arslan imzalı Yanmış Toprak (Verbrannte Erde, 2024) ve prömiyerini Berlinale’nin Generation 14plus bölümünde yapan Aslı Özarslan imzalı Dirsek (Ellbogen, 2024) program kapsamında izleyici ile buluştu.
Goethe-Institut ve German Films’in düzenlediği Alman sinemasının en güncel ve en başarılı örneklerini Türkiye’de izleyiciye sunan Kino film programının Diyarbakır gösterimleri, Diyarbakır Sanat Merkezi ve Mordem Sanat işbirliğiyle 15-17 Kasım 2024 tarihleri arasında gerçekleşti. Programın Diyarbakır ayağında toplam beş film vardı. Etkinliğin açılış filmi, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi karşıtı bir direniş örgütünün üyelerinin Berlin’de yaşadıklarını anlatan Sevgiler, Hilde idi. Berlin Film Festivali’nin Forum bölümde büyük ödül Caligari-Preis’i kazanan Narges Kalhor imzalı Shahid (2024), Berlinale’den FIPRESCI ödülüyle dönen Aslı Özge imzalı Faruk (2024), Berlinale’nin Panorama bölümünde seyirci karşısına çıkan Thomas Arslan imzalı Yanmış Toprak (Verbrannte Erde, 2024) ve prömiyerini Berlinale’nin Generation 14plus bölümünde yapan Aslı Özarslan imzalı Dirsek (Ellbogen, 2024) program kapsamında izleyici ile buluştu.